World Economic Forum tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Davos Zirvesi’nin 54’üncüsü “Güveni Yeniden İnşa Etmek” (Rebuilding Trust) temasıyla İsviçre’de gerçekleşti. Kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi dünyasından 3 bine yakın katılımcının bir araya geldiği Dünya Ekonomik Forumu 54. Yıllık Toplantısı’nda, küresel güvenlik sorunları, yeni istihdam fırsatları, iklim acil durumuyla mücadele ve yapay zekâ uygulamaları masaya yatırılırken, dünyanın ve insanlığın geleceği için çözüm önerileri tartışıldı.
15-19 Ocak tarihleri arasında düzenlenen toplantılarda Sabancı, Türk iş dünyasını en geniş katılımlı şekilde temsil eden Topluluklar arasında yer aldı. Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, 17 Ocak’ta CNBC’nin organizasyonunda “Neden Sürdürülebilirliğe Odaklanmaya Devam Etmeliyiz?” paneline katılırken, 18 Ocak’ta da Dünya Ekonomik Forumu’nun en ilgi çeken açık oturumları arasında yer alan “Avrasya için Yeni Bir Şafak?” panelinde konuşmacı olarak yer aldı.
Türkiye’nin bölgedeki önemi masaya yatırıldı
Dünya Ekonomik Forumu İcra Kurulu Başkanı Mirek Dušek moderatörlüğünde, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı Odile Françoise Renaud-Basso, Gürcistan Başbakanı Irakli Garibashvili, Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Alibek Kuantyrov ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić ile birlikte katıldığı “Avrasya için Yeni Bir Şafak?” panelinde, Türkiye’nin bölgedeki önemini özel sektör perspektifinden değerlendiren Cenk Alper, Avrasya coğrafyasında ticari iş birliklerinin ve finansman olanaklarının artırılması için çözüm önerilerini katılımcılarla paylaştı.
Sürdürülebilirlik, dünyadaki kültürel evrimin ana unsurlarından biri
Medeniyetin ve insanlığın gelişiminde Avrasya’nın tarih boyunca hep öncü bir rol üstlendiğinin altını çizen Cenk Alper, “Bugün geldiğimiz noktada, Avrasya’nın gelişimi, istikrarı, refahı sadece bölge ülkeleri için değil, küresel ekonomi için de çok büyük öneme sahip. Türkiye de bu coğrafyanın en kilit ülkelerinden biri. Geniş perspektifte baktığımızda, Türkiye’yi sadece iki kıtayı birleştiren bir ülke olarak görmek doğru bir yaklaşım değil. Türkiye, stratejik coğrafi konumunun yanında, aynı zamanda güçlü altyapısı, kaliteli iş gücü, dinamik nüfusu ve yatırımcılar için sunduğu yüksek potansiyel ile bölgede kalıcı kalkınmaya örnek teşkil eden, bölge ülkeleri için ‘kutup yıldızı’ görevi gören bir ülke” ifadelerini kullandı.
Pandemi süreci ve son yıllarda ortaya çıkan jeopolitik karışıklıkların neticesinde, Türkiye’nin hem enerji koridorunda hem de tedarik zincirindeki rolünün çok daha önemli hale geldiğinin altını çizen Cenk Alper, “Türkiye’nin kilit rol oynadığı Orta Koridor inisiyatifi de bu anlamda, Asya ve Avrupa arasında daha dirençli bir tedarik zinciri oluşturma, taşıma rotalarını çeşitlendirme, ülkeler arasındaki bağlantıyı güçlendirme, ticareti geliştirme ve bölgesel iş birliğini teşvik etme konusunda önemli bir role sahip. Dünyada yaşanan dönüşümle birlikte artık fiziki sınırlar arasındaki geçişkenlik artıyor. Küreselleşme mal ve insan transferinin ötesinde çok paydaşlı, empati odaklı ortak bir yaşam kültürüne evriliyor. Böylesine bir konjonktürde, bu tarz kapsamlı iş birliklerinin önemi de sürekli olarak artıyor. Bugün dünya ekonomisine yön veren sürdürülebilirlik de aslında bu kültürel evrimin bir parçası. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte, sürdürülebilirlik yaklaşımı bölgedeki iş yapma kültürünün de ana belirleyicilerinden biri olacak. Bu noktada, Türk iş dünyasının ortaya koyduğu yaklaşım da bölgenin ekonomik kalkınması için kilit rol oynayacak” şeklinde konuştu.
Hem Türkiye’nin ve bölgenin hem de Avrupa’nın enerji arz güvenliğine katkı sunuyoruz
Sabancı Topluluğu’nun bu anlamda sadece Türkiye için değil aynı zamanda tüm bölge için de örnek teşkil ettiğini sözlerine ekleyen Cenk Alper, “Bugün sürdürülebilirliği merkezine alan Topluluk Vaadimiz, aslında Sabancı’nın bu konudaki güçlü irade beyanının; dünyanın, bölgenin, insanlığın geleceği için ortaya koyduğu vizyonunun en güçlü göstergesi. Yaptığımız tüm yatırımlarla da bunu destekliyoruz. Bu vaadimizin altını dolduruyoruz. Özellikle enerji ve iklim teknolojileri alanında attığımız adımlarla, hem Türkiye’nin ve bölgenin hem de Avrupa’nın enerji arz güvenliğine önemli katkılar sunuyoruz” şeklinde konuştu.
Sabancı’nın enerji vizyonu, Avrupa için de büyük bir fırsat
Gelecek 5 yıl içerisinde, Sabancı Topluluğu’nun Türkiye’de enerjiye 6,2 milyar dolarlık yatırım yapacağını sözlerine ekleyen Cenk Alper, “Türkiye’de 5 yıllık dönemde hayata geçirilecek her üç rüzgâr ve güneş santralinden biri Sabancı imzasını taşıyacak. 2030’a kadar üretim portföyümüzün yaklaşık yüzde 80’ini yenilebilir enerjinin oluşturmasını, 2050 yılında ise enerji üretimimizin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz. Sabancı’nın enerjide ortaya koyduğu bu vizyon, hem Türkiye hem de Avrupa için çok önemli bir fırsat. Topluluk şirketimiz Enerjisa Üretim tarafından Bandırma’da hayata geçirilen Türkiye’nin ilk Hidrojen Vadisi, bu fırsat zincirinin en önemli örneği. Türkiye’yi Avrupa’nın en büyük yeşil hidrojen tedarikçisi haline getirebilecek bu proje, aynı zamanda Avrupa’nın enerji arz güvenliğinde de tarihi bir sayfa açabilir. Bununla birlikte, yine burada yaptığımız çalışmalarla yenilenebilir enerjiyi kullanarak hiper ölçekli yeşil veri merkezleri yaratabilmenin yollarını arıyoruz. Tüm iş kollarımızda, sadece bugünün değil yarının teknolojilerine odaklanarak, sürdürülebilirlik ve dijital odaklı ikiz dönüşüme öncülük ediyoruz” dedi.