Avrupa Birliği’nin (AB) icra organı olan Avrupa Komisyonu, 27 üyeli ittifakın genişleme stratejisine dair bir rapor yayımladı. Avrupa Komisyonu, AB üye adaylarının “geri döndürülebilir” bir süreç sonucunda aşama aşama entegre edilmesi tavsiyesinde bulundu.
Raporda bir ülke tam üye olmadan önce, “AB üyeliğinin belli kazançları ve yükümlülükleri için baştan azami çaba sarf edilmesi”ne vurgu yapılırken böylesi “aşamalı bir entegrasyonun”, “performansa dayalı ve geri döndürülebilir” olması gerektiği belirtildi.
“Bu aşamalı entegrasyonun bütün imkânları tümüyle kullanılacak ve AB üyeliği nihai hedef olarak kalmaya devam edecek” denilen raporda, genişlemenin getireceği “faydaların” ancak hem AB’nin hem de üyelik potansiyeli taşıyan ülkelerin “iyi hazırlanmış” olması hâlinde “gerçeğe dönüşebileceği” belirtildi.
AB’de 2004 yılından bu yana gerçekleştirilen genişleme dalgaları, yeni üye devletlerin vatandaşlarının iş gücü piyasalarına erişiminin sekiz yıla kadar sınırlanmasına imkân tanıyan geçiş dönemleri içeriyordu. Ancak bu geçiş dönemleri, yeni ülkeler zaten tam üye olduğu ve kısıtlamaların belli bir tarihe kadar kaldırılması gerektiği için “geri döndürülebilir” değildi.
Karar alma süreçlerinin hızlandırılması tartışması
AB içinde genişleme konusunda en çok tartışılan konulardan birini de 30’un üstünde üyeye sahip bir yapıda karar alma süreçlerinin felce uğraması endişesi oluşturuyor. Güvenlik ve dış politika gibi alanlarda oy birliği ilkesi geçerli olduğu için aylar süren pazarlıklar, karar alma süreçlerini yavaşlatıyor. Avrupa Komisyonu’nun “geri döndürülebilir” aşamalı entegrasyon stratejisiyle aday ülkelerle belli alanlarda aktif iş birliği yürütülürken henüz üye olmadıkları için bu ülkelerin AB’deki karar alma mekanizmalarına katılmalarının önüne geçilmiş olacak.
Raporda, AB’nin “temel değerlerine tartışmasız şekilde saygı duyulmasını ve bunların uygulanmasını” sağlama görevinin de genişlemeyle birlikte daha da önem kazanacağına vurgu yapıldı.
Macaristan ve Polonya örneği
Avrupa Komisyonu son yıllarda hukukun üstünlüğüne yönelik endişeleri nedeniyle Macaristan ve Polonya’ya yönelik AB fonu ödemelerini askıya almıştı. İki ülke de 2004 yılında AB’ye üye oldu.
AB üyeliği için şu an Türkiye, Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Arnavutluk, Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Bosna Hersek’in resmi adaylık statüsü bulunuyor.
Bu ülkeler arasında en eski aday ülke ise Aralık 1999’dan beri adaylık statüsüne sahip olan Türkiye. Ancak Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakereleri uzun süredir donmuş durumda.