CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dünya tarihinde ilk kez bir parlamentoda, ‘Tasarruf Mevduat Sigorta Kurumunda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz’ diye kanun çıktı. O nedenle ‘bugünkü Meclise Gazi Meclis denmez’ dedim.” açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, 1937’de imzalanan Sadabat Paktı’nı hatırlattı.
Anlaşmada İran ile Irak’ın da bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, “Son görüşmede derler ki ‘Acaba bir şeyi daha dillendirebilir miyiz?’ Türk devleti biraz işkillenir, ‘acaba paktı bozacak bir şey mi var?’ Söyledikleri şey şu; ‘İran ile Irak arasında bir sınır anlaşmazlığı olursa Türkiye hakem olsun’. 1937 yılının onurlu Türkiye’sine bakın. Bugün bizim hakemliğimizi kim kabul ediyor?” sorusunu yöneltti.
“Sen başka devletlerin içişlerine karışırsan, birilerinin Orta Doğu’daki taşeronluğunu yaparsan, ‘Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanıyım’ diye afra tafra atıp sonra ondan vazgeçersen ve Türkiye’yi Orta Doğu coğrafyasına ateşe sürüklersen, ne olacaksın?” diyen Kılıçdaroğlu, “Suriye’de askerlerimiz şehit edildi, vuran Rusya’ydı değil mi? Rusya’nın özür dilemesi lazım değil mi? Erdoğan, soluğu nerede aldı? Putin’in kapısında. Şehit olan bizim askerimiz. Eğer özür dilemesi gereken biri varsa, onlar. Hem 33 askerimiz şehit olmuş, gidiyoruz kapılarına bir de kronometreyi açıp kapıda bekletiyorlar seni bütün dünya seyretsin diye. Şimdi bunlar kalkmışlar bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Siz milliyetçiliğin m’sini dahi bilmezsiniz. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partinin milliyetçiliğini kimse sorgulayamaz. Milliyetçiliği arıyorsan Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na bakarsın.” sözlerini sarf etti.
“Bakın yine milliyetçilikten söz edeyim” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, Akkuyu Nükleer Santrali’nin “Rusların malı” olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu, “Hangi topraklarda yapılıyor? Bizim topraklarda. Limanı verdik mi? Limanı verdik.” dedi.
Santralin CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanının, “Biz başka bir devletin topraklarında, yani Türkiye’de, bu santrali kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya’ya aittir. Bu, başka bir ülkenin topraklarında bulunan kendi santralimizdir” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Limana geleyim. Onu da yine bir Rus yönetici şöyle açıklıyor; ‘Burası bizim limanımız’. Mersin’de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait olan yerde, ‘burası bizim limanımız’ diyor. ‘Burası tam organize bir gümrük bölgesi. Kargoların gümrük işlemleri burada yapılıyor. Buraya sadece Rusya Federasyonu’ndan değil, dünyanın farklı ülkelerinden de gemiler alıyoruz. Yap, işlet, sahip ol modeli’. Yapıyor, işletiyor, ‘burası bana aittir’ diyor. Model bu. Garanti vermişler ‘elektriği 12,5 sentten alacağız’ diye. ‘Bu 15,83’e kadar da çıkabilir’ diyor. Şimdi bunlara sormak isterim, Bahçeli’ye de sormak isterim. Bu mudur milliyetçilik? Kendi toprağını götürüyorsun başka bir ülkeye veriyorsun. Limanını başka bir ülkeye veriyorsun. ve o belli bir bölgede, bir tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dahi giremiyor. Bu mudur milliyetçilik? Batsın sizin milliyetçilik anlayışınız. Siz milliyetçi falan değilsiniz. İstiyorlarsa girsinler, yönetim kurulu kimlerden oluşuyor, bunlara da baksınlar.”
“Gazi Meclis” tartışması
Geçtiğimiz hafta yaptığı grup toplantısında “Şimdiki Meclis, AK Parti ve MHP grubu için diyorum, el kaldırıp indiren bir Meclis” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Kimse kanuna falan da bakmıyor. Bakıyor grup başkanvekili el kaldırdıysa hepsi el kaldırıyorlar. İndirirse indiriyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Milletvekillerinin bazen yanlışlıkla da el kaldırdıklarını belirten Kılıçdaroğlu, milletvekilinin gelen yasayı, yasa teklifini sorgulaması gerektiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Ve ben suçladım, dünya tarihinde ilk kez bir parlamentoda, bir kamu kurumunda, ‘Tasarruf Mevduat Sigorta Kurumunda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz’ diye kanun çıktı. O nedenle ‘Şimdiki Meclise, yani bugünkü Meclise Gazi Meclis denmez’ dedim. Bunlar ‘vay nasıl denmez’ diye başladılar, bir sürü laflar. ‘Gazi’ ne demektir? Vatanı için mücadele ederken yaralanan kişi demektir. Ülkesi için mücadele ederken yaralanan kişi demektir. Hak, hukuk ve adalet için mücadele ederken yaralanan kişi demektir. ‘Gazi Meclis’ denmesinin nedeni, bu Meclisin kuruluşunda, Meclis ilk kurulurken Milli Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Meclistir bu Meclis. Milli Kurtuluş Savaşı’nı yönetti ve o nedenle Meclise ‘gazilik’ unvanı verilmiştir. Milli Kurtuluş Savaşı’nı yönetirken de Mustafa Kemal’e belli bir süre için başkomutanlık yetkisi verilmiştir. ‘Başkomutanlık yetkisi bize aittir’ demiştir o Gazi Meclis. O Gazi Meclisin özelliği budur. Bu Meclis, o Meclis mi? ‘Yabancı askerler gelsin, terörle mücadele etsin’ diyen bir Meclise ne diyeceksiniz? O milletvekillerine ne diyeceksiniz? O partilere ne diyeceksiniz, soruyoruz. Bu yabancı askerler kim? Tık yok. Bizi suçluyorlar, ‘Siz teröre destek veriyorsunuz…’. Akıl tutulması. Başka ne söyleyeyim? Akıl tutulması.”
Üç soru
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye 3 soru soracağını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bir, ‘Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yöneticileri, yolsuzluk yaptığında haklarında soruşturma ve kovuşturma açılmayacaktır’ diye kanun teklifi gelirken, bu kanun teklifinden sizin haberiniz var mı? Yani siz buna ‘evet’ dediniz mi başlangıçta, teklif edilirken?” diye konuştu.
İkinci olarak, “Dünyanın hangi parlamentosunda ‘yolsuzluklar hakkında araştırma ve kovuşturma yapılamaz’ diye bir kanun çıkmıştır?” sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, “Sizin aklınız erer mi ermez mi bilmiyorum. Bahçeli ve Erdoğan için söylüyorum. İlkokula giden bir çocuğa sorun, deyin ki ‘herhangi bir parlamentoda, milletvekilleri, bir kamu kurumunda yolsuzluk yapanlar hakkında ‘araştırma ve kovuşturma yapılamaz’ diye bir kanun çıkarsa, buna siz ‘evet’ mi dersiniz, ‘hayır’ mı dersiniz?’ Adım gibi eminim ‘hayır’ diyecektir.” görüşünü paylaştı. Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“İlkokul öğrencisinin bile kabul etmediği bir olayı siz hangi gerekçeyle kabul ettiniz? Hangi gerekçeyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundaki yolsuzlukların üstünü örtmek için kanun çıkardınız? O nedenle, onların olduğu bir Meclis’e, ‘yolsuzluklara evet’ diyen bir Meclise, ‘Gazi Meclis’ denmez. Bizim tarihimizdeki o Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren kişilerin oluşturduğu Meclis ‘Gazi Meclis’tir. O Meclisin tarihine baktığınızda hiçbir yolsuzluk konusunda suskun kalmamıştır. Kendi bakanlarını da Yüce Divan’a göndermişlerdir. Yolsuzluk konusunda duyarlıdırlar. Bunlar bir taraftan derler ki ‘kul hakkı yemek en büyük günahtır’. Öbür tarafta malı götürenlere, ‘siz malı götürün, istediğiniz kadar, hiçbir şey olmayacak, kanun çıkardık…’. Ben ülkesini seven bir kişi olarak Anayasa Mahkemesi Başkanına bir mektup yazdım, dedim ki; ‘Meclisten böyle bir kanun çıktı. Biz bu kanunu Anayasa Mahkemesine getirdik. Parlamentonun itibarını korumak için lütfen acele edin ve bu kanunu iptal edin. Aksi halde parlamento çok ağır bir töhmet altında kalır’. Benim gösterdiğim duyarlılığı Bahçeli gösterdi mi? Erdoğan gösterdi mi? Kim gösterdi? ‘Kul hakkı yemem’ diyorlar, yemediğiniz haram kalmadı. Parlamentoyu bile kendi haramınıza ortak ettiniz.”
Sorularının cevabını beklediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan senden de bekliyorum, Bahçeli senden de bekliyorum. Yabancı asker kim, onu da istiyorum. Kim yabancı asker? Kendi silahlı kuvvetlerine güvenmeyen, kendi emniyet güçlerine güvenmeyen bir parlamento olur mu? Terörle mücadele konusunda yabancı asker gelecekmiş. Kim bu yabancı asker? Bakalım ne cevap verecekler. Siz merak ediyorsunuz değil mi? Vallahi ben daha çok merak ediyorum. Nasıl bir cevap verecekler acaba?” ifadesini kullandı.
(Bitti)